Üçlü Birlik (Teslis) İnancı

Kutsal Kitap aracılığıyla Tanrı, Kendi istemleri, tasarısı gibi konularda bizi aydınlatmaktadır, bununla birlikte Kendi Özyapısı konusunda da bize öğretmektedir. Elbette Kutsal Yazıların en gizemli konularından biri olan Üçlü Birlik (Teslis) konusu, konu hakkında kulaktan dolma bilgilere sahip ya da ön yargı ile yapılan yaklaşımlarla durumu kavrama çabası bizi hakikatten uzaklaştırır. Bu bölümde Kutsal Sözler ışığında bu gizemin nasıl kavranabileceğini anlamaya çalışacağız.

Önyargılardan kurtulalım

Altını çizmekte fayda var ki, İncil metinlerinde çokça rastlanılan bir konu olmakla birlikte Üçlü Birlik ile ilgili inanış Hristiyanlık ile literatüre girmemiştir.  Tanrı ezelden beri hep aynı Özyapıya sahipti ve kendisi hakkında ki gerçeği Kutsal Yazıların[1] ilk bölümünden itibaren ortaya koymuştur. İncil ise zaten var olan bu gerçeği yinelemiştir.

Tanrı, “İnsanı kendi suretimizde (çoğul), kendimize benzer (çoğul) yaratalım(çoğul)” dedi…. Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. (tekil) (Yar 1:26-27)

Ayetlerde geçen “çoğul” ve “tekil” ifadeleri tarafımca eklenmiş olup, ilgili sözcükler de Tanrı’nın kullandığı ifadelere dikkatinizi çekmek istedim. Çok açıkça görülmektedir ki Tanrı insanı yaratırken temel aldığı ifadeler çoğul, yaratma eyleminde ise tekil bir ifade kullanmıştır.

Konuyu biraz daha derinlemesine ve İncil metinlerini içine alarak incelemeden önce, özellikle toplumuzda yer eden “Hristiyanlar üç Tanrı’ya inanır” klişesini ortadan kaldırıp, Tanrı’nın Kendi Özyapısı ile ilgili öğretinin temelini Kutsal Sözlerin ilk ayetlerine dayandığını görerek ön yargılardan kurtulmamız gerektiğini görmekte fayda vardır.

Kaç Tanrı? Üç mü? Tek mi?

Hatırlamamız gereken bir diğer gerçek ise Kutsal Sözler’de Üçlü birlik ya da Teslis gibi ifadelerin yer almadığıdır. Bu kavramlar Tanrısal bir gerçeği kişilere anlatabilmek için oluşturulmuştur. Bu bağlamda biz bu sözcük ile anlatılmak istenen gerçeğe Tanrı Sözü’nün ışında inceleyeceğiz.

Kutsal Kitap’a göre;

1- Bir Tanrı vardır. (Yasanın Tekrarı 6:4, Korintlilere 1. Mektup 8:4, Galatyalılar 3:20, 1.Timoteus 2:5)

2-  Teslis’te tek bir Tanrı’dır. (Yaratılış 1: 1, 26; 3:22; 11: 7; Yeşaya 6: 8, 48:16, 61: 1; Matta 3: 16-17, 28:19, 2. Korintliler 13:14)

Yaratılış 1: 1’de, İbranice çoğul isim olan “Elohim” kullanılır. Yaratılış 1:26, 3:22, 11: 7 ve Yeşaya 6: 8’de “biz” için çoğul zamir kullanılır. “Elohim” kelimesi ve “bize” zamiri çoğul formlardır. Bu Teslis için açık bir argüman olmamasına rağmen, Tanrı’daki çoğulculuğu ifade eder. İbranice “Tanrı”, “Elohim” kelimesi kesinlikle Üçlü Birliğe izin verir. 

Yeşaya 48: 16 ve 61: 1’de Oğul, Baba ve Kutsal Ruh’a atıf yapar. Yeşaya 61: 1 ile Luka 4: 14-19‘u karşılaştırarak Oğul’un konuştuğunu görebiliriz. Matta 3: 16-17, İsa’nın vaftiz olayını anlatıyor. Bu pasajda görülen, Tanrı’nın Kutsal Ruh’unun, Oğlu Tanrı’ya inişi aktarılır. Matta 2819 ve 2 Korintliler 13:14 üçlemedeki üç ayrı kişiye örnektir. 

İlk kilise babalarının da öğretmiş olduğu gibi Yaratılış 1:26-27’de Tanrı, Semavi Oğlu İsa Mesih ve Kutsal Ruh’la konuşmaktadır. İsa Mesih de Yuhanna 14:23’te ‘Kim beni severse, sözümü tutar ve Babam onu sever ve BİZ ona GELİP yanında mesken tutarız.’ demekle aynı ifade tarzını kullanmıştır. Şu ayetlerde yine aynı ifadeleri görürüz; Yaratılış 3:26, 11:7, 18:12, Yeşaya 6:8 ve Yuhanna 14:16-17, 23.

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh arasında öyle bir birlik ve kaynaşım var ki, birinin eylemi bir diğerinin eylemi gibi tanıtılmaktadır. Örneğin; evren ve canlıların yaratılışı (Vahiy 4: 11, İbraniler 1: 10, Eyüp 33:4), sonsuz yaşamın sağlanışı (1Yuhanna 5:11, Yuhanna 10:28, 6:63), Mesih’in dirilişi (Elçilerin İşleri 2:24, Yuhanna 2:19, 10:17, Romalılar 8:1). İnanlılarda konut kurup, ruhsal armağanların dağılımı (Yuhanna 14:16-17, 23) ve diriliş (Yuhanna5: 21, 6:40, Romalılar 8:11) gibi birçok olayların gerçekleşmesi aynı anda hem Baba’ya, hem Oğul’a hem de Kutsal Ruh’a atfedilmektedir. Ama bu eylemleri gerçekleştiren gerçekte kimdir? Baba mı, Oğul mu yoksa Kutsal Ruh mu? Bu sorun ancak bu üç şahsın tek ve bileşik bir Tanrılığı oluşturduğu kabul edilince çözümlenir.

Kutsal Kitap bizlere Rabbin “bir” olduğunu öğretir. Ama buna rağmen Kutsal Kitap, hem Baba’nın hem Oğul’ un hem de Kutsal Ruh’un Rab olduğunu vurgular (İbraniler 1:10, 2Petrus 1:16, 2Korintliler 3:16). Ama yine üç Rab değil bir tek Rab vardır. Kutsal Kitap yine Tanrı’nın bir olduğunu söylemektedir, fakat bunun yanında, yine hem Baba’nın hem Oğul’un hem de Kutsal Ruh’un Tanrı olduğunu vurgular, buna rağmen Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, birbirlerinden bağımsız, üç allahlar heyeti (triteizm) değil bir ve tek Tanrılıktır.

Bu derin gizi fiziksel örneklerle anlatmak güçtür. bununla birlikte uzun zaman önce okuduğum bir makalede dikkatimi çeken bir açıklamayı paylaşmak isterim, malum teşbihte hata olmaz demiş atalarımız. Örnek anımsadığım kadarıyla şöyleydi;

Üç mum yakarak karanlık bir odaya girdiğinizi düşününüz. Karanlık odanın birden aydınlandığını göreceksiniz. Ama odada gerçekte kaç tane ışık oluşacaktır? Birbirinden ayrı üç mum ışığı mı, yoksa üç mumun kaynaşarak oluşturduğu tek bir ışık mı? Şüphesiz, üç mum olmasına rağmen odayı kaplayan ışık tek olacaktır. Bunun gibi Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un oluşturduğu Tanrılık da tek, bileşik bir Tanrılıktır.

Pr Carlos Madrigal Üç Tanrı mı? Tek Tanrı mı?[2] kitabında şöyle ifade etmektedir;

Kelâm kadimdir: “Başlangıçta Söz vardı…”; Kelâm Tanrı’dan “farklılaşır”, yani aynı değildir: “Tanrı’yla birlikteydi…”; ama Kelâm Tanrı’dan başka ve gayrı da değil­dir: “Söz Tanrı’ydı…”. Ayrıca söz konusu “Kelâm” bilinçlidir. Bu gerçek, Üçlübirlik temelini oluşturur. Tanrılığın “içinde” birbiriyle aynı olmayan ama Tanrı’dan da farklı olmayan üç bilinç merkezi vardır:

  1. Allah’ın Özü;
  2. Allah’ın Kelâmı (İlmi vs.); ve
  3. Allah’ın Ruhu.

Tanrı’nın Özyapısı ile ilgili derin konuları kendi mantığımızın çerçevesinde şekillendirmek büyük bir hata olur. Kabul gören bir gerçekse Tanrı hakkında bildiklerimizin O’nun bize kendisini anlattığı kadar olmasıdır. Bu bilgi ise O’nun eşsiz Kelam’ında yer almaktadır. Bu nedenle Tanrı’ya ilişkin konularda hassasiyet göstermek ve “Bana göre”, “Filancaya göre” gibi ifadelerden kaçınmak önem arz eder. Sana göre, bana göre değil de Tanrı Sözü’ne göre durumu ele almak bizi salt gerçeğe yönlendirecektir.

Tanrı’nın zenginliği ne büyük, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O’nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır! “Rab’bin düşüncesini kim bilebildi? Ya da kim O’nun öğütçüsü olabildi?” (Rom 11:33-34)

Konuyu toparlayacak olursak, Kutsal Kitap’a iman eden herkes Tek bir Tanrı’ya iman eder. Tanrı Kutsal Sözler aracılığıyla kendisini bu teklik içerisinde Semavi Baba (Görünmez Öz), Semavi Oğul (Tanrısal Söz), Tanrısal Güç (Kutsal Ruh) olarak ifade etmektedir.

Nedir? Ne değildir?

Semavi Baba   ⇒ Tanrı’dır.
Semavi Oğul    ⇒ Tanrı’dır.
Kutsal Ruh      ⇒ Tanrı’dır.
Semavi Baba   ⇒ Semavi Oğul ya da Kutsal Ruh değildir.
Semavi Oğul    ⇒ Semavi Baba ya da Kutsal Ruh değildir.
Kutsal Ruh      ⇒ Semavi Baba ya da Semavi Oğul değildir.

 

 

Bu konuyu anlayabilmek için Tanrı’dan yardım isteyebilirsiniz, dua ederek bu gerçeği  kavramayı isteyebilirsiniz. İncil/Yakup 1:5-7 ayetleri bizi bu konuda teşvik eder;

İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; kendisine verilecektir. Yalnız hiç kuşku duymadan, imanla istesin. Çünkü kuşku duyan kişi rüzgarın sürükleyip savurduğu deniz dalgasına benzer. Her bakımdan değişken, kararsız olan kişi Rab’den bir şey alacağını ummasın. 

 

Rab size bilgelik versin!

[1] Tevrat, Zebur, Nebiler ve İncil’in tamamı

[2] Pr. Carlos Madrigal Üç Tanrı mı? Tek Tanrı mı? Hristiyanların Üçlü-Birlik İnancının incelenmesi 25. sayfa

Pr Emre Karaali